Kimi zaman katılımcılar şöyle söylüyor: "Her gün Tai Chi çalışamıyorum, derslerde öğrendiklerimizi evde tekrar edemiyorum". Elbette bu disiplini oluşturmak zaman alıyor, hele ilk aylarda bunu geliştirenlere pek nadir rastlıyorum. Ancak derinleşmek istiyorsak ufukta bizi tekrarın beklediğini de bilmek gerek.
Peki tekrar etmek neden önemli?
Çünkü, dışarıdan öyle görünse bile hiçbir tekrar birbirinin aynı değil. Tekrarlar değişimde önemli rol oynuyor. (Koca koca kayalar bile suyun ısrarlı akışıyla biçim değiştiriyor.)
Peki "tekrar" bedenimizde nasıl çalışır?
Beynimizdeki sinir hücreleri yani nöronlar, her gün yeniden yapılanan bir ağ yaratıyor. Ne mutlu bize ki, esnek bir sisteme sahibiz. Yeniden başlamak her zaman mümkün.
"Güven, bağlanma, barınma, sevgi ihtiyacı, korku" gibi temel dürtüleri barındıran ilkel beynimiz, bebeklikte temel ağı kurulmuş ve değişmez bir biçimde kalırken; sofistike beynimiz her gün yeniden yapılanmaya açık bir network. Hal böyleyken biz hayatta neyi tekrar edersek, ona paralel bir ağ, bir "network" kuruyoruz.
Ancak... Bu tekrarların ezbere değil de, farkındalıkla yani meditatif bir hal ile yapılması gerektiğine inanıyorum. Tekrarlar, başlangıçta yerinde sayma gibi, olduğun yerde dönüp durmak gibi görünse de zamanla derinleşiyor ve derinleştikçe bir çekim oluşturuyor. Günlük hayattan, basit bir örnek verebilirim: Bir bardak suyu çay kaşığıyla karıştırdığınızı düşünün, dairesel hareketinizle oluşan çember, bir süre sonra derinleşir ve girdaplaşır. Girdap, çekim yaratır.
İşte eylem ve düşünce tekrarları da böyle derinleşip, bizim için kalıcı hale geliyorlar. Sonrasında tekrar ettiğimiz eylemimize uygun olaylar ve kişileri kendimize çekiyoruz.
Bu sırada vücudumuzda neler oluyor?
Düşüncelerimiz vasıtasıyla nörotransmitter'ler* zihnimizde olumlu ya da olumsuz bir ağ oluşturuyor. Vagus** vasıtasıyla da bu bilgi bağırsaklarımıza ulaşıyor. Bağırsaklarımız da hemen düşünce ortamımıza uyan hormonları salgılıyor. (Pratik ettiğimiz stres yaratan bir tekrar ise kortizol; mutluluk yaratan bir tekrar ise serotonin salgılıyorlar örneğin.)
Eninde sonunda bedenimizde salgılanan hormonlar neyse ona dönüşürüz.
Bizler, tepeden tırnağa (beyinden bağırsağa) birer iletişim ağıyız.
Ve nasıl bir insan olacağımızı uygulamayı seçtiğimiz tekrarlar belirliyor.
Sevgimle...
Yazan ve çizen: İrem Uşar
*Nörotransmitter: Sinir hücrelerindeki bilgi akışını sağlayan küçük kimyasal iletkenler.
**Vagus: Kafatasından çıktıktan sonra mide, bağırsak sisteminin bir kısmına, kalp ve akciğerlere dallar veren,. bu sistemlerin fonksiyonlarında önemli rol oynayan bir sinirdir.
تعليقات